Uyku apnesi solunumun uyku sırasında 10 saniye yada daha fazla süreyle kesilmesidir. Genellikle horlama ile birliktedir. Uyku kalitesi bozulduğu ve uyku sırasında uykunun doğal döngüsü bozulduğu için gündüz uykuluk hali en sık görülen belirtilerdendir.
Uyku apnesinin en ciddi zararı apne sırasında oksijen miktarının düşmesi ve kandaki karbondioksit miktarının artmasıdır. Apne uzadıkça, bu düşme oranı ciddi derecelere varabilir. Kalbin dakikadaki atım sayısı düşer, ritim bozularak kalp krizi ve kalbin durmasına bağlı uykuda ani ölüm görülebilir.
Genellikle orta yaşlı ve kilolu erkeklerin hastalığıdır. Her yaşta görülebilirse de, en sık 40-65 yaşları arasında karşımıza çıkar. Sendromun görülme sıklığının erkeklerde %4, kadınlarda %2 olduğu bildirilmiştir. Erkeklerde 2-3 kat fazla görülür, kadınlarda ise menapozdan sonra sıklığı artmaktadır.
Bu problemi yaşayan kişilerin, alanında uzman ve deneyimli kulak burun boğaz uzmanlarına başvurması gerekmektedir.
Tanısı uyku laboratuarlarında yapılan uyku testi (polisomnografi) ile koyulur. Uyku sırasında gece boyunca hasta izlenir nefes durmaları, kalp atım hızı, oksijen saturasyonu, yatış pozisyonu, göğüs hareketleri, bacak hareketleri gibi parametreler kaydedilir .
Tanı günümüzde evde yapılan poligrafi testleri ile de koyulabilmektedir.
Bu sendromun tedavisinde ki altın standart CPAP cihazlarıdır. Bu cihazlar bir maske yardımı ile hastaya gece boyunca basınçlı hava vererek üst solunum yollarının kapanmasını engeller. Diğer bir tedavi yöntemi de cerrahi operasyonlardır. Burun kıkırdağının düzeltilmesi, büyük bademciklerin küçültülmesi yada alınması, geniz etinin alınması, yumuşak damağı yükseltici ameliyatlar, dil kökünü küçültücü ameliyatlar, çene ve üst damağı ilerletici ameliyatlar bunlar arasında sayılabilir.
Kulak tüpü tedavimiz hakkında detaylı bilgi için lütfen bizimle iletişime geçin.
Kesin ve tek tedavisi yoktur. Tedavi birçok faktör dikkate alınarak gerçekleştirilir. Önce kilo kaybı, sigara ve alkol kısıtlaması uygulanmalıdır. Bu hastalığı şiddetlendirebilecek ilaçlar azaltılmalıdır. Çeşitli cerrahi olmayan tedaviler mevcuttur. Bunlar arasında, hastanın burnuna yerleştirilen yumuşak bir silikon maske seçeneği vardır. Bazı hastalarda, dil ve alt çene öne çekilebilir ve uyku sırasında kullanılmak üzere solunum yollarını genişleten bir intraoral cihaz kullanılabilir.
Uyku endoskopisi sırasında üst solunum yolu tıkanıklığı düzeyi belirlenir. Bu rahatsızlığa sahip olan hastalarda üst solunum yollarının genişlemesini sağlayan birçok cerrahi seçenek vardır. Nazal operasyonlar en sık yapılan operasyonlardır. Nazal ameliyatlar, horlama ve hafif uyku apnesi olan hastalarda etkilidir. Bu, orta ve şiddetli şekilde rahatsızlığı olan hastalarda şikayetlerin azalmasına neden olur.
Yumuşak damak kasılması ve oluşumu, büyük bademciklerin çıkarılması, farinks şeklindeki değişiklik ve dilin köküne uygulanan kasılma yöntemleri uyku apnesi için en sık yapılan işlemlerdir. Burun ve tonsil ameliyatları çocuklara en sık yapılan ameliyatlardır.
Ameliyat 3 farklı cerrahi yöntem ile gerçekleştirilebilmektedir. Bunlar aşağıdaki şekildedir;
Özellikle endoskopik ve transoral robotik cerrahi ile uygulanan operasyonlar ile ameliyat sonrası iyileşme süreci konforlu ve rahat sürmektedir. Bu süreçte doktor önerileri dışına çıkılmamalı ve reçetedeki ilaçların kullanımı aksatılmamalıdır. Aynı zamanda uyku pozisyonuna da dikkat edilmesi gerekmektedir.